Türk Anayasa Hukuku Tarihi
Anayasacılık düşüncesi, “keyfi yönetime karşı haklarını koruyarak halkın yanında olmak” ve “devleti sınırlamak” amacıyla ortaya çıkan bir görüştür. “Doğal hukuk”, “kuvvetler ayrılığı”, “temel hak ve özgürlükler” gibi kavramlar anayasacılık düşüncesi ile bağlantılıdır. Anayasacılık düşüncesi, Batı’da 18 inci yüzyılda akıma dönüşmüş, devlet iktidarının sınırlandırılması istenmiştir. Devlet iktidarını gerçekte sınırlamayan ve halkın yanında olmayan bir anayasanın şeklen anayasa olsa da, işlevsel açıdan anayasa olmadığı açıktır. Bir ülkede darbe yapma geleneği varsa ve darbe sonucunda mevcut anayasa yürürlükten kaldırılıyorsa, o anayasanın gerçekte devlet iktidarını sınırlayan bir anayasa olduğu tartışılabilir. Bir ülkede “keyfi yönetim yoksa” ve “devlet sınırlanmışsa” o ülkede anayasacılık düşüncesi öz olarak var kabul edilebilir.
Halka önem vermeyen bir sistemden demokrasiye doğru geçişin üç yöntemi düşünülebilir. Birincisi otoriter rejimin bizzat kendisinin demokrasiye geçmesidir (reform yolu). İkincisi, otoriter rejimin zor kullanılarak yıkılmasıdır (kopma yolu). Üçüncüsü otoriter rejim ile muhalefet arasında anlaşma yapılarak demokrasiye geçiştir (anlaşma yolu). Anayasallaşma da denilen anayasa yapım süreci Batı’da, yeni doğan siyasal sınıfın kamu kurumlarını yeniden meydana getirmesi sürecidir. Doğuda Medine Vesikası ve Osmanlı’da 1876 öncesinde çıkarılan Fatih’in Teşkilat Kanunnamesi, anayasa olarak kabul edilebilir.
- Açıklama
Anayasacılık düşüncesi, “keyfi yönetime karşı haklarını koruyarak halkın yanında olmak” ve “devleti sınırlamak” amacıyla ortaya çıkan bir görüştür. “Doğal hukuk”, “kuvvetler ayrılığı”, “temel hak ve özgürlükler” gibi kavramlar anayasacılık düşüncesi ile bağlantılıdır. Anayasacılık düşüncesi, Batı’da 18 inci yüzyılda akıma dönüşmüş, devlet iktidarının sınırlandırılması istenmiştir. Devlet iktidarını gerçekte sınırlamayan ve halkın yanında olmayan bir anayasanın şeklen anayasa olsa da, işlevsel açıdan anayasa olmadığı açıktır. Bir ülkede darbe yapma geleneği varsa ve darbe sonucunda mevcut anayasa yürürlükten kaldırılıyorsa, o anayasanın gerçekte devlet iktidarını sınırlayan bir anayasa olduğu tartışılabilir. Bir ülkede “keyfi yönetim yoksa” ve “devlet sınırlanmışsa” o ülkede anayasacılık düşüncesi öz olarak var kabul edilebilir.
Halka önem vermeyen bir sistemden demokrasiye doğru geçişin üç yöntemi düşünülebilir. Birincisi otoriter rejimin bizzat kendisinin demokrasiye geçmesidir (reform yolu). İkincisi, otoriter rejimin zor kullanılarak yıkılmasıdır (kopma yolu). Üçüncüsü otoriter rejim ile muhalefet arasında anlaşma yapılarak demokrasiye geçiştir (anlaşma yolu). Anayasallaşma da denilen anayasa yapım süreci Batı’da, yeni doğan siyasal sınıfın kamu kurumlarını yeniden meydana getirmesi sürecidir. Doğuda Medine Vesikası ve Osmanlı’da 1876 öncesinde çıkarılan Fatih’in Teşkilat Kanunnamesi, anayasa olarak kabul edilebilir.
Stok Kodu:9786050507737Boyut:16x24Sayfa Sayısı:922Basım Yeri:AnkaraBasım Tarihi:2021 OcakKapak Türü:Karton KapakDili:Türkçe
- Taksit Seçenekleri
- Axess KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim630,00630,002315,00630,003210,00630,00Ziraat BankkartTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim630,00630,002315,00630,003210,00630,00Maximum KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim630,00630,002315,00630,003210,00630,00Diğer KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim630,00630,002--3--
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.