Kamuda Denetim(Kurumlar, Yöntemler ve Uygulamalar)
Kişilerin ve/veya faaliyetlerin kontrol edilmesi ihtiyacından doğan denetim olgusunun geçmişi günümüzden binlerce yıl öncesine kadar geri götürülebilir. Daha çok yönetim bilimine ilişkin bir faaliyet olarak gelişen denetim, yönetimin temel unsurlarından biridir. Hatta diğer tüm unsurlar ancak denetim ile anlam kazanabilmektedir. Denetimin kamuya ilişkin olanının başlangıcı ise demokrasinin doğuşu ile eş zamanlıdır. İngiltere’de Parlamento tarafından, halktan toplanan vergilerin halk adına takip ve kontrol edilmeye başlaması ile birlikte denetim ilk kez bugünkü anlamıyla kamu yönetimi alanında da uygulanmaya başlamıştır. Yönetim biliminde uygulanan denetim teknikleri süreç içerisinde demokratik devlet yönetim sistemlerinin denetimine ilişkin uygulamalara da ışık tutmuş, zamanla denetim kamu yönetiminin önemli bir unsuru haline gelmiştir.
Gelinen noktada kamuda denetimin amacı, toplumsal bir mutabakatla oluşturulan devlet teşkilatının yürütmeye ilişkin organı olan kamu yönetimi içerisindeki faaliyetlerin daha önceden belirlenmiş kurallara, kurumsal hedef ve amaçlara uygun, eksiksiz ve kesintisiz şekilde işlemesini sağlamaktır. Bunun yanında denetim sürecinde elde edilen tespitlere istinaden yapılan geri bildirimler sayesinde varsa aksaklık ve hatalara karşı gerekli tedbirler alınabilmekte, böylece denetim kamu kurumlarının işleyişindeki performansı artırmada etkin bir araç olarak kullanılabilmektedir.
Kamu yönetiminin denetimine ilişkin çok çeşitli modeller bulunmaktadır. Bunlar arasında siyasi, idari ve yargı denetimi adeta klasikleşen denetim türleridir. Ancak 20. yüzyılın son çeyreğinde başlayan kamusal hizmetten kamu işletmeciliğine giden değişim ve dönüşümle birlikte bir yandan mevcut denetim mekanizmaları kendilerini güncellerken diğer yandan daha basit ve pratik, ancak oldukça etkili olabilen yeni denetim modelleri ortaya çıkmıştır. Bunlar her ülkenin kendi kamu yönetimi yapısı içerisinde küçük farklılıklar göstermekle birlikte Türkiye gibi birçok demokratik ülkede yönetimin önemli ve gerekli bir unsuru olarak etkili şekilde uygulama alanı bulabilmektedir. Bu bağlamda Türk kamu yönetiminde klasik denetim mekanizmalarının yanında değişen doktrinlere ve yönetim yapılarına göre ortaya çıkan ve kendisini güncelleyerek varlığını devam ettirmeye çalışan denetim türlerini kapsayan bütüncül bir eser oluşturma gayreti ile hazırlanan bu kitap, on bir bölümden oluşmaktadır.
Eserin ilk bölümünde yönetim anlayışında yaşanan gelişmeler dikkate alınmak suretiyle Türkiye’de siyasi denetim merkez ve yerel boyutuyla değerlendirilmektedir. Kamu yönetimi anlayışında yaşanan gelişmeler Türkiye’de iç dinamiklerle birleşerek 21. yüzyılda adeta reform rüzgârlarına dönüşmüş, bu süreçte yerel yönetimler merkezi idare karşısında görev ve yetki açısından oldukça güçlü kurumlar haline gelmiştir. 2018 yılında uygulamaya geçen Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ise bu dönüşümün önemli bir çıktısı haline gelmiştir. Bu noktadan hareketle ikinci bölümde hükümet sistemindeki değişimle birlikte merkezi idarenin yerel yönetimler üzerindeki vesayet denetimine ilişkin mevcut durum belediyeler özelinde incelenmektedir. Siyasi ve idari denetimin ardından üçüncü bölüm en önemli denetim türlerinden biri olan yargı denetimine ayrılmıştır. Hukuk devleti ilkesinin bir gereği olan ve kökeni Osmanlı Devletine kadar geriye giden yargı denetiminin idareye ilişkin alanını oluşturan idari denetimde görevli mahkemeler ve idari yargılama usulleri, güncel yargı kararlarına da değinilerek bu bölümde ayrıntılı olarak incelenmektedir.
Sayıştay denetimi kimi kaynaklarda siyasi, idari ve yargı denetimi ile birlikte klasik denetim türleri arasında sayılırken kimi kaynaklarda yeni bir denetim türü olarak kabul etmektedir. Asıl ve kesin olan ise Sayıştay denetiminin kamu denetim türleri arasındaki önemidir. Sayıştay denetimine odaklanılan dördüncü bölümde Osmanlı Devletinden bir miras olarak Cumhuriyet’e intikal eden ve 1982 Anayasası’nda bir mahkeme ve yüksek denetim organı olarak yer alan Türk Sayıştay’ının görevleri, fonksiyonları, Anayasa’daki durumu, niteliği, mahkeme olarak nasıl konumlandığı, kapsama alanı, yapılan denetimlerin amacı ve esasları ile raporlama ve yargılama süreçleri ayrıntılı şekilde ele alınmaktadır.
21. yüzyılın çağdaş denetim türlerinden biri de kökeni kimi kaynaklarda İsveç’e kimilerinde ise Osmanlı’ya dayandırılan ve İkinci Dünya Savaşı sonrası dünya genelinde uygulanmaya başlanan ombudsman denetimidir. Beşinci bölümde Kamu Denetçiliği Kurumu ile uyuşmazlıkların çözümünde bir diğer alternatif olan Arabuluculuk Kurumunun gelişimi ve bu iki kurum arasındaki farklar incelenmektedir.
Eserin altıncı bölümünde kamu yönetiminde performans denetiminin gelişimine, farklı ülkelerin bu kapsamdaki tecrübeleri ile performans denetimine ilişkin uygulamada karşılaşılan güçlüklere yer verilmektedir.
Klasik kamu yönetimi anlayışının uzun süre hâkim olduğu Türkiye’de teftiş kurullarının tarihi, özellikle 2000’li yıllarla birlikte yaşadığı dönüşüm ile Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişle birlikte gelinen noktadaki durumu ve geleceği eserin yedinci bölümünde incelenmektedir.
Kamu yönetimi doktrininde yaşanan gelişmelere paralel kamunun özel sektörden örnek aldığı önemli yönetim ve denetim modelleri bulunmaktadır. Bunlardan biri de iç denetimdir. Sekizinci bölümde örnek bir iç denetim uygulaması ile sistemin kamu yönetimindeki yerine ve işleyişine ilişkin değerlendirmeler yapılmaktadır. Bir öz değerlendirme modeli olarak da uygulanan iç kontrol sisteminin kurumsal yönetime sağlayacağı katkılar ise eserin dokuzuncu bölümünde incelenmektedir.
Türkiye’deki bağımsız düzenleyici ve denetleyici kuruluşların varlıkları, etkinlikleri ve yaptırım düzeyleri ise eserin onuncu bölümünde değerlendirilmektedir. Yeni kamu yönetimi anlayışı ile birlikte kamuda etkin olarak kullanılmaya başlanan denetim türlerinden bir diğeri ise kamuoyu denetimidir. Eserin son bölümünde kamuoyunun denetleyici rolüne ve etkilerine açıklık getirilmektedir.
Denetim türlerini farklı açılardan güncel boyutlarıyla ve bütüncül bir şekilde ele alan bu eser, merkezi ve yerel düzeydeki tüm kamu kurum ve kuruluşlarının her kademesinde görevli kamu yöneticilerine, bu alanda akademik çalışmalar yürüten araştırmacılara, pek tabi bu ve benzeri eserlerden elde edecekleri faydalar ile çok daha iyilerini ortaya koyacak olan çok kıymetli öğrencilerimize katkı sunacaktır.
- Açıklama
Kişilerin ve/veya faaliyetlerin kontrol edilmesi ihtiyacından doğan denetim olgusunun geçmişi günümüzden binlerce yıl öncesine kadar geri götürülebilir. Daha çok yönetim bilimine ilişkin bir faaliyet olarak gelişen denetim, yönetimin temel unsurlarından biridir. Hatta diğer tüm unsurlar ancak denetim ile anlam kazanabilmektedir. Denetimin kamuya ilişkin olanının başlangıcı ise demokrasinin doğuşu ile eş zamanlıdır. İngiltere’de Parlamento tarafından, halktan toplanan vergilerin halk adına takip ve kontrol edilmeye başlaması ile birlikte denetim ilk kez bugünkü anlamıyla kamu yönetimi alanında da uygulanmaya başlamıştır. Yönetim biliminde uygulanan denetim teknikleri süreç içerisinde demokratik devlet yönetim sistemlerinin denetimine ilişkin uygulamalara da ışık tutmuş, zamanla denetim kamu yönetiminin önemli bir unsuru haline gelmiştir.
Gelinen noktada kamuda denetimin amacı, toplumsal bir mutabakatla oluşturulan devlet teşkilatının yürütmeye ilişkin organı olan kamu yönetimi içerisindeki faaliyetlerin daha önceden belirlenmiş kurallara, kurumsal hedef ve amaçlara uygun, eksiksiz ve kesintisiz şekilde işlemesini sağlamaktır. Bunun yanında denetim sürecinde elde edilen tespitlere istinaden yapılan geri bildirimler sayesinde varsa aksaklık ve hatalara karşı gerekli tedbirler alınabilmekte, böylece denetim kamu kurumlarının işleyişindeki performansı artırmada etkin bir araç olarak kullanılabilmektedir.
Kamu yönetiminin denetimine ilişkin çok çeşitli modeller bulunmaktadır. Bunlar arasında siyasi, idari ve yargı denetimi adeta klasikleşen denetim türleridir. Ancak 20. yüzyılın son çeyreğinde başlayan kamusal hizmetten kamu işletmeciliğine giden değişim ve dönüşümle birlikte bir yandan mevcut denetim mekanizmaları kendilerini güncellerken diğer yandan daha basit ve pratik, ancak oldukça etkili olabilen yeni denetim modelleri ortaya çıkmıştır. Bunlar her ülkenin kendi kamu yönetimi yapısı içerisinde küçük farklılıklar göstermekle birlikte Türkiye gibi birçok demokratik ülkede yönetimin önemli ve gerekli bir unsuru olarak etkili şekilde uygulama alanı bulabilmektedir. Bu bağlamda Türk kamu yönetiminde klasik denetim mekanizmalarının yanında değişen doktrinlere ve yönetim yapılarına göre ortaya çıkan ve kendisini güncelleyerek varlığını devam ettirmeye çalışan denetim türlerini kapsayan bütüncül bir eser oluşturma gayreti ile hazırlanan bu kitap, on bir bölümden oluşmaktadır.
Eserin ilk bölümünde yönetim anlayışında yaşanan gelişmeler dikkate alınmak suretiyle Türkiye’de siyasi denetim merkez ve yerel boyutuyla değerlendirilmektedir. Kamu yönetimi anlayışında yaşanan gelişmeler Türkiye’de iç dinamiklerle birleşerek 21. yüzyılda adeta reform rüzgârlarına dönüşmüş, bu süreçte yerel yönetimler merkezi idare karşısında görev ve yetki açısından oldukça güçlü kurumlar haline gelmiştir. 2018 yılında uygulamaya geçen Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ise bu dönüşümün önemli bir çıktısı haline gelmiştir. Bu noktadan hareketle ikinci bölümde hükümet sistemindeki değişimle birlikte merkezi idarenin yerel yönetimler üzerindeki vesayet denetimine ilişkin mevcut durum belediyeler özelinde incelenmektedir. Siyasi ve idari denetimin ardından üçüncü bölüm en önemli denetim türlerinden biri olan yargı denetimine ayrılmıştır. Hukuk devleti ilkesinin bir gereği olan ve kökeni Osmanlı Devletine kadar geriye giden yargı denetiminin idareye ilişkin alanını oluşturan idari denetimde görevli mahkemeler ve idari yargılama usulleri, güncel yargı kararlarına da değinilerek bu bölümde ayrıntılı olarak incelenmektedir.
Sayıştay denetimi kimi kaynaklarda siyasi, idari ve yargı denetimi ile birlikte klasik denetim türleri arasında sayılırken kimi kaynaklarda yeni bir denetim türü olarak kabul etmektedir. Asıl ve kesin olan ise Sayıştay denetiminin kamu denetim türleri arasındaki önemidir. Sayıştay denetimine odaklanılan dördüncü bölümde Osmanlı Devletinden bir miras olarak Cumhuriyet’e intikal eden ve 1982 Anayasası’nda bir mahkeme ve yüksek denetim organı olarak yer alan Türk Sayıştay’ının görevleri, fonksiyonları, Anayasa’daki durumu, niteliği, mahkeme olarak nasıl konumlandığı, kapsama alanı, yapılan denetimlerin amacı ve esasları ile raporlama ve yargılama süreçleri ayrıntılı şekilde ele alınmaktadır.
21. yüzyılın çağdaş denetim türlerinden biri de kökeni kimi kaynaklarda İsveç’e kimilerinde ise Osmanlı’ya dayandırılan ve İkinci Dünya Savaşı sonrası dünya genelinde uygulanmaya başlanan ombudsman denetimidir. Beşinci bölümde Kamu Denetçiliği Kurumu ile uyuşmazlıkların çözümünde bir diğer alternatif olan Arabuluculuk Kurumunun gelişimi ve bu iki kurum arasındaki farklar incelenmektedir.
Eserin altıncı bölümünde kamu yönetiminde performans denetiminin gelişimine, farklı ülkelerin bu kapsamdaki tecrübeleri ile performans denetimine ilişkin uygulamada karşılaşılan güçlüklere yer verilmektedir.
Klasik kamu yönetimi anlayışının uzun süre hâkim olduğu Türkiye’de teftiş kurullarının tarihi, özellikle 2000’li yıllarla birlikte yaşadığı dönüşüm ile Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişle birlikte gelinen noktadaki durumu ve geleceği eserin yedinci bölümünde incelenmektedir.
Kamu yönetimi doktrininde yaşanan gelişmelere paralel kamunun özel sektörden örnek aldığı önemli yönetim ve denetim modelleri bulunmaktadır. Bunlardan biri de iç denetimdir. Sekizinci bölümde örnek bir iç denetim uygulaması ile sistemin kamu yönetimindeki yerine ve işleyişine ilişkin değerlendirmeler yapılmaktadır. Bir öz değerlendirme modeli olarak da uygulanan iç kontrol sisteminin kurumsal yönetime sağlayacağı katkılar ise eserin dokuzuncu bölümünde incelenmektedir.
Türkiye’deki bağımsız düzenleyici ve denetleyici kuruluşların varlıkları, etkinlikleri ve yaptırım düzeyleri ise eserin onuncu bölümünde değerlendirilmektedir. Yeni kamu yönetimi anlayışı ile birlikte kamuda etkin olarak kullanılmaya başlanan denetim türlerinden bir diğeri ise kamuoyu denetimidir. Eserin son bölümünde kamuoyunun denetleyici rolüne ve etkilerine açıklık getirilmektedir.
Denetim türlerini farklı açılardan güncel boyutlarıyla ve bütüncül bir şekilde ele alan bu eser, merkezi ve yerel düzeydeki tüm kamu kurum ve kuruluşlarının her kademesinde görevli kamu yöneticilerine, bu alanda akademik çalışmalar yürüten araştırmacılara, pek tabi bu ve benzeri eserlerden elde edecekleri faydalar ile çok daha iyilerini ortaya koyacak olan çok kıymetli öğrencilerimize katkı sunacaktır.
Stok Kodu:9786257467773Boyut:16x24Sayfa Sayısı:500Basım Yeri:AnkaraBasım Tarihi:2021 EkimKapak Türü:Karton KapakDili:Türkçe
- Taksit Seçenekleri
- Axess KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim489,50489,502244,75489,503163,17489,50Ziraat BankkartTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim489,50489,502244,75489,503163,17489,50Maximum KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim489,50489,502244,75489,503163,17489,50Diğer KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim489,50489,502--3--
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.