Kafes

Kafes

Stephen King ve Jonathan Carroll romanlarını okuduysanız, bir kitabın kalp ritminizi en fazla ne kadar yükseltebileceğini deneyimlemişsiniz demektir. Öyleyse nefesinizi tutun! Josh Malerman, kaleme aldığı ilk eser olan Kafes ile birçok otorite tarafından King ve Carroll’a eş değer görülüyor.

Amerikalı yazar ve şarkıcı Josh Malerman, 2014 yılında yayımladığı Kafes romanı ile edebiyat dünyasına güçlü bir giriş yapıyor. Korku-gerilim türünde son zamanların en iyi yapıtları arasında gösterilen Kafes, kazandığı birçok prestijli ödül ile de başarısını ispatlıyor. Orijinal dilinde Bird Box adıyla okurlarının karşısına çıkan roman, tüyler ürpertici macerası ve özgün kurgusuyla beyaz perdede de yer buluyor. Siz de soluksuz bir okuma deneyimine kapılmak istiyorsanız, Kafes ile maceranın sınırlarını zorlamaya hazır olun!

Tehlike Her Yerde! Ama Görmemelisiniz...

Kafes, birdenbire tüm dünyayı saran doğaüstü bir düşmanı konu ediniyor. İnsanlara belli belirsiz şekiller olarak görünen bu tehdit, göründüğü kişinin tüm bilincini ele geçirerek intihar etmesine yol açıyor. Kitapta Malorie adlı genç bir kadının, bu tehlikeden kurtulmak için çıktığı zorlu serüven anlatılıyor. Doğrusal bir zamanda ilerlemeyen roman, geçmiş ve şimdiki zaman arasındaki geçişleriyle ise okurlarına çok boyutlu bir heyecan yaşatıyor.

Romandaki olaylar, Malorie’nin hamilelik kontrolü için hastaneye gittiği sırada başlıyor. O andan itibaren hızla artan tehlike, tüm dünyada büyük bir korku uyandırıyor ve insanlar kendilerini evlerine kapatmak durumunda kalıyor. Güvenli bir yere sığınmak için birçok olay yaşayan Malorie, sonunda korunabileceği bir ev buluyor. Ancak orada da korkunç talihsizliklerin yaşanması üzerine genç kadın, bir kişi olarak başladığı bu kurtuluş yolculuğuna savunmasız iki küçük çocuk ile devam ediyor. Peki, Malorie tüm dünyanın teslim olduğu bu düşmanı alt edebilecek mi?