Jön Türk
İlk olarak 11 Eylül 1324 (1908) - 29 Kanunusani 1324 (1909) tarihleri arasında Tercüman-ı Hakikat gazetesinde tefrika edilen, ardından 1910 yılında kitap olarak yayımlanan Jön Türk, Ahmet Midhat Efendi'nin yayımladığı son romanı olarak ayrı bir öneme sahiptir. Ahmet Midhat, tıpkı diğer eserlerinde olduğu gibi, bu romanında da zamanı için yeni sayılabilecek konular ve henüz gün yüzüne çıkmayan, konuşulmayan meseleler üzerinde durarak toplumu eğitmeyi ve bilgilendirmeyi amaçlamıştır. Bu fikirle Jön Türk'te, kadının toplum içindeki değeri, eğitimi, yetişme tarzı ve aile içindeki konumunu odağına alırken Avrupa'da yeni yeni filizlenen feminizm düşüncesini irdeler. Türk edebiyatında kadının adı yok cümlesinin ilk kurulduğu eser olması bakımından da Jön Türk, Ahmet Midhat Efendi külliyatı içerisinde özel bir dikkat gerektiren eserler arasındadır.
Demek ki kadının ismi bile yoktur. Babasından drahoma namıyla ne kadar para getirirse getirsin, sair akrabasından ne kadar miras yerse yesin eğer hin-i izdivaçta 'tefrik-i servet' mukavelesi akd olunmamışsa kadın kendi servetine malik sayılamaz. Her halde kocasının tasdiki olmaksızın hiçbir mukaveleye, hiçbir senede imzasını koyamaz.
- Açıklama
İlk olarak 11 Eylül 1324 (1908) - 29 Kanunusani 1324 (1909) tarihleri arasında Tercüman-ı Hakikat gazetesinde tefrika edilen, ardından 1910 yılında kitap olarak yayımlanan Jön Türk, Ahmet Midhat Efendi'nin yayımladığı son romanı olarak ayrı bir öneme sahiptir. Ahmet Midhat, tıpkı diğer eserlerinde olduğu gibi, bu romanında da zamanı için yeni sayılabilecek konular ve henüz gün yüzüne çıkmayan, konuşulmayan meseleler üzerinde durarak toplumu eğitmeyi ve bilgilendirmeyi amaçlamıştır. Bu fikirle Jön Türk'te, kadının toplum içindeki değeri, eğitimi, yetişme tarzı ve aile içindeki konumunu odağına alırken Avrupa'da yeni yeni filizlenen feminizm düşüncesini irdeler. Türk edebiyatında kadının adı yok cümlesinin ilk kurulduğu eser olması bakımından da Jön Türk, Ahmet Midhat Efendi külliyatı içerisinde özel bir dikkat gerektiren eserler arasındadır.
Demek ki kadının ismi bile yoktur. Babasından drahoma namıyla ne kadar para getirirse getirsin, sair akrabasından ne kadar miras yerse yesin eğer hin-i izdivaçta 'tefrik-i servet' mukavelesi akd olunmamışsa kadın kendi servetine malik sayılamaz. Her halde kocasının tasdiki olmaksızın hiçbir mukaveleye, hiçbir senede imzasını koyamaz.Stok Kodu:9786052987810Boyut:125 X 210 cmSayfa Sayısı:360Baskı:1Basım Tarihi:Şubat 2021Kapak Türü:Karton KapakDili:Türkçe
- Taksit Seçenekleri
- Axess KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim82,5082,50241,2582,50327,5082,50Ziraat BankkartTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim82,5082,50241,2582,50327,5082,50Maximum KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim82,5082,50241,2582,50327,5082,50Diğer KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim82,5082,502--3--
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.