İş Kazaları Meslek Hastalıkları Rehberi
İş kazaları ve meslek hastalıkları, ülkemizde her geçen gün daha çok üzerinde durulan ve en aza indirilmesi için gerekli önlemlerin alınmaya çalışıldığı bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Sosyal güvenlik reformu olarak adlandırılan ve 01/10/2008 yılında yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’ndan önce iş kazaları ve meslek hastalıkları sigorta kolu sadece hizmet akdine tabi olarak çalışanlar için geçerli iken bu tarihten sonra kapsam genişletilmiş ve kendi nam ve hesabına çalışanlar ile bazı şirket ortakları da kapsama alınmıştır. 5510 sayılı Kanun’da iş kazaları ve meslek hastalıklarının ortadan kaldırılması ve gerekli önlemlerin alınmasına yönelik olarak doğrudan hükümler yer almamakla beraber Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından sigortalı veya hak sahiplerine sağlanan yardımların iş kazasının meydana gelmesinde kasıt veya kusuru olan işveren, sigortalı veya üçüncü kişilere rücu edilmesi uygulaması yegâne önlem (ve yaptırım) olarak karşımıza çıkmaktadır.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle birlikte iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önlenmesine yönelik yeni yaptırımlar hayata geçirilmiştir. İş kazası açısından riskli işyerlerinde belli şartlarla işin durdurulması, idari para cezası düzenlemeleri ve ihalelerden yasaklanma uygulamaları ile iş kazalarının önlenmesi için bazı yeni yaptırımlar yürürlüğe girmiştir. Bunun yanı sıra sadece yaptırımlarla iş kazalarının ve meslek hastalıklarının azaltılmasının mümkün olmayabileceği yaklaşımıyla işyerlerine yönelik bazı teşvik uygulamaları da uygulanmaya başlanmıştır. Söz konusu teşvik uygulamaları sadece 6331 sayılı Kanun’da değil torba kanunlarla bazı kanunlarda yapılan değişikliklerle yürürlüğe konulmuştur.
İş kazaları ve meslek hastalıklarıyla mücadele sadece mevzuatsal düzenlemeler ile mümkün değildir. Burada öncelikle gerek çalışan gerekse de işveren açısından iş sağlığı ve güvenliği kültürünün yerleştirilmesi çok önemlidir. Bunun yanı sıra, yapılacak akademik çalışmaların çeşitlendirilmesi ve hem sektörel hem de bölgesel ve il bazında analizlerin yapılması gerekmektedir. Bu noktada Türkiye’de bölgesel ve il bazında iş kazalarına yönelik akademik çalışmaların azlığı dikkat çekmektedir. Bunun en önemli sebebi ise resmi istatistiksel verilerin paylaşımında ortaya çıkan yetersizliklerdir.
- Açıklama
İş kazaları ve meslek hastalıkları, ülkemizde her geçen gün daha çok üzerinde durulan ve en aza indirilmesi için gerekli önlemlerin alınmaya çalışıldığı bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Sosyal güvenlik reformu olarak adlandırılan ve 01/10/2008 yılında yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’ndan önce iş kazaları ve meslek hastalıkları sigorta kolu sadece hizmet akdine tabi olarak çalışanlar için geçerli iken bu tarihten sonra kapsam genişletilmiş ve kendi nam ve hesabına çalışanlar ile bazı şirket ortakları da kapsama alınmıştır. 5510 sayılı Kanun’da iş kazaları ve meslek hastalıklarının ortadan kaldırılması ve gerekli önlemlerin alınmasına yönelik olarak doğrudan hükümler yer almamakla beraber Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından sigortalı veya hak sahiplerine sağlanan yardımların iş kazasının meydana gelmesinde kasıt veya kusuru olan işveren, sigortalı veya üçüncü kişilere rücu edilmesi uygulaması yegâne önlem (ve yaptırım) olarak karşımıza çıkmaktadır.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle birlikte iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önlenmesine yönelik yeni yaptırımlar hayata geçirilmiştir. İş kazası açısından riskli işyerlerinde belli şartlarla işin durdurulması, idari para cezası düzenlemeleri ve ihalelerden yasaklanma uygulamaları ile iş kazalarının önlenmesi için bazı yeni yaptırımlar yürürlüğe girmiştir. Bunun yanı sıra sadece yaptırımlarla iş kazalarının ve meslek hastalıklarının azaltılmasının mümkün olmayabileceği yaklaşımıyla işyerlerine yönelik bazı teşvik uygulamaları da uygulanmaya başlanmıştır. Söz konusu teşvik uygulamaları sadece 6331 sayılı Kanun’da değil torba kanunlarla bazı kanunlarda yapılan değişikliklerle yürürlüğe konulmuştur.
İş kazaları ve meslek hastalıklarıyla mücadele sadece mevzuatsal düzenlemeler ile mümkün değildir. Burada öncelikle gerek çalışan gerekse de işveren açısından iş sağlığı ve güvenliği kültürünün yerleştirilmesi çok önemlidir. Bunun yanı sıra, yapılacak akademik çalışmaların çeşitlendirilmesi ve hem sektörel hem de bölgesel ve il bazında analizlerin yapılması gerekmektedir. Bu noktada Türkiye’de bölgesel ve il bazında iş kazalarına yönelik akademik çalışmaların azlığı dikkat çekmektedir. Bunun en önemli sebebi ise resmi istatistiksel verilerin paylaşımında ortaya çıkan yetersizliklerdir.
Stok Kodu:9786256533295Boyut:16x24Sayfa Sayısı:331Basım Yeri:AnkaraBaskı:2Basım Tarihi:2023 Ekim
- Taksit Seçenekleri
- Axess KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim414,00414,002207,00414,003138,00414,00Ziraat BankkartTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim414,00414,002207,00414,003138,00414,00Maximum KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim414,00414,002207,00414,003138,00414,00Diğer KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim414,00414,002--3--
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.