AİHM Kararlarındaİfade Özgürlüğü ve İtibarın Korunması Hakkı
Demokratik bir toplumun en önemli unsurlarından biri olan ifade özgürlüğü, başlı başına bir değer olmanın yanı sıra diğer birçok temel hak ve özgürlüğün kullanılmasında da doğrudan veya dolaylı olarak önemli bir rol oynamaktadır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 10. maddesinde düzenlenen ifade özgürlüğü, oldukça geniş bir muhtevaya sahip olmakla birlikte başlıca siyasi, sanatsal ve ticari ifade özgürlüğünü kapsamaktadır. İfade özgürlüğü, kamu makamları tarafından müdahale olmaksızın ve ulusal sınırlar dikkate alınmaksızın görüşlere sahip olma, bilgi ve düşünceleri edinme ve bunları yayma özgürlüğü olmak üzere üç unsurdan meydana gelmektedir.
Diğer bazı temel hak ve özgürlüklerde olduğu gibi, ifade özgürlüğü de mutlak bir hak olmayıp, meşru gerekçelerin bulunması halinde sınırlanabilecektir. İfade özgürlüğünün, hangi şartlarda sınırlanabileceği AİHS’de düzenlemiştir.
AİHS'in 10. maddesinin 2. fıkrasında ifade özgürlüğünün sınırlanma sebeplerinden biri olarak yer alan ve bireyin sahip olduğu bir diğer temel hak ve özgürlük olan itibarın korunması hakkının AİHS'in 8. maddesi kapsamında güvence altına alındığı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında ifade edilmiştir.
İfade özgürlüğü ile özel hayat hakkı kapsamında yer alan başkalarının itibarının korunması hakkı arasındaki bu yakın ilişki, ifade özgürlüğü ile diğer temel hak ve özgürlükler arasında yaygın olarak görülen birbirini tamamlama fonksiyonu yerine bu iki temel hakkın çatışması ile sonuçlanan bir hukuki durum ortaya çıkarmakta ve ulusal yargı pratiğinde oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Dolayısıyla, her iki özgürlük arasında birbirini tamamlayan ve araç-öncü rol fonksiyonunun yerine, adil denge kavramı üzerine inşa edilmiş, birbirini dengeleyen ve kontrol eden bir statü karşımıza çıkmaktadır. Çatışma potansiyeli taşıyan bu haklar arasında denge ve kontrol sisteminin sağlanmasında adil denge kavramı kullanılmaktadır.
AİHM, ifade özgürlüğü ile kişilerin itibarının korunması hakkının karşı karşıya gelmesi durumunda, yerel mahkemeler tarafından bu iki hak arasında adil bir dengenin sağlanmasında dikkate alınacak temel kriterleri ve değerlendirme ölçülerini belirlemiştir. 6 Önsöz Bu çalışmada, özellikle uygulamada oldukça önemli bir yer tutan ifade özgürlüğü ile başkalarının itibarının korunması hakkı arasında çatışma alanlarına odaklanarak bu iki hak arasında adil dengenin AİHM kararlarında nasıl sağlandığı konusu uygulayıcıya yol gösterici olması bakımından ele alınıp incelenmiştir. Bu kapsamda, bu çalışmanın öngörülen temel amacını gerçekleştirmesi ve yararlı olması en büyük temennimdir.
- Açıklama
Demokratik bir toplumun en önemli unsurlarından biri olan ifade özgürlüğü, başlı başına bir değer olmanın yanı sıra diğer birçok temel hak ve özgürlüğün kullanılmasında da doğrudan veya dolaylı olarak önemli bir rol oynamaktadır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 10. maddesinde düzenlenen ifade özgürlüğü, oldukça geniş bir muhtevaya sahip olmakla birlikte başlıca siyasi, sanatsal ve ticari ifade özgürlüğünü kapsamaktadır. İfade özgürlüğü, kamu makamları tarafından müdahale olmaksızın ve ulusal sınırlar dikkate alınmaksızın görüşlere sahip olma, bilgi ve düşünceleri edinme ve bunları yayma özgürlüğü olmak üzere üç unsurdan meydana gelmektedir.
Diğer bazı temel hak ve özgürlüklerde olduğu gibi, ifade özgürlüğü de mutlak bir hak olmayıp, meşru gerekçelerin bulunması halinde sınırlanabilecektir. İfade özgürlüğünün, hangi şartlarda sınırlanabileceği AİHS’de düzenlemiştir.
AİHS'in 10. maddesinin 2. fıkrasında ifade özgürlüğünün sınırlanma sebeplerinden biri olarak yer alan ve bireyin sahip olduğu bir diğer temel hak ve özgürlük olan itibarın korunması hakkının AİHS'in 8. maddesi kapsamında güvence altına alındığı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında ifade edilmiştir.
İfade özgürlüğü ile özel hayat hakkı kapsamında yer alan başkalarının itibarının korunması hakkı arasındaki bu yakın ilişki, ifade özgürlüğü ile diğer temel hak ve özgürlükler arasında yaygın olarak görülen birbirini tamamlama fonksiyonu yerine bu iki temel hakkın çatışması ile sonuçlanan bir hukuki durum ortaya çıkarmakta ve ulusal yargı pratiğinde oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Dolayısıyla, her iki özgürlük arasında birbirini tamamlayan ve araç-öncü rol fonksiyonunun yerine, adil denge kavramı üzerine inşa edilmiş, birbirini dengeleyen ve kontrol eden bir statü karşımıza çıkmaktadır. Çatışma potansiyeli taşıyan bu haklar arasında denge ve kontrol sisteminin sağlanmasında adil denge kavramı kullanılmaktadır.
AİHM, ifade özgürlüğü ile kişilerin itibarının korunması hakkının karşı karşıya gelmesi durumunda, yerel mahkemeler tarafından bu iki hak arasında adil bir dengenin sağlanmasında dikkate alınacak temel kriterleri ve değerlendirme ölçülerini belirlemiştir. 6 Önsöz Bu çalışmada, özellikle uygulamada oldukça önemli bir yer tutan ifade özgürlüğü ile başkalarının itibarının korunması hakkı arasında çatışma alanlarına odaklanarak bu iki hak arasında adil dengenin AİHM kararlarında nasıl sağlandığı konusu uygulayıcıya yol gösterici olması bakımından ele alınıp incelenmiştir. Bu kapsamda, bu çalışmanın öngörülen temel amacını gerçekleştirmesi ve yararlı olması en büyük temennimdir.
Stok Kodu:9786052641330Boyut:16x24Sayfa Sayısı:295Basım Yeri:AnkaraBasım Tarihi:2023 Ocak
- Taksit Seçenekleri
- Axess KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim364,90364,902182,45364,903121,63364,90Ziraat BankkartTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim364,90364,902182,45364,903121,63364,90Maximum KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim364,90364,902182,45364,903121,63364,90Diğer KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim364,90364,902--3--
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.