Eğitim Örgütlerinde Kültürel Liderlik ve Meslek Ahlakı
Bilgi toplumu örgütlerinin vizyonu, insanı mutlu etmeye yöneliktir.
Bu vizyona uygun paradigmalar geliştirilmekte, örgüt ve yönetim
felsefesi yeniden şekillenmektedir. Araştırmalar da insan öğesi
üzerinde odaklanmaktadır. Çünkü en değerli varlık insandır. Örgütler
insanla anlam kazanır, insanla şekillenir ve insanla başarıla ulaşabilir.
Yirminci yüzyılın ikinci yarısından sonra yönetim biliminde
insan kaynağının önemi daha iyi anlaşılmaya başlamış ve araştırmalar
bu alanda yoğunluk kazanmıştır.
Örgüt yönetiminde iş görenlerin işlerinden beklentileri, ihtiyaç
türleri, ihtiyaçların boyutları üzerinde durulmuş ve karşılanma
düzey ve biçimleri araştırmalara konu edilmiştir. Bununla birlikte
özellikle 90’lı yıllarda örgütsel kültür, araştırmacı ve uygulayıcıların
ilgisini daha fazla çekmeye başlamıştır. Toplumsal yaşam biçimi olarak
tanımlanan kültürün örgütsel boyutu ve işlevleri üzerindeki çalışmaların
yanında kültürel boyutun önemli bir bileşeni olan mesleki
etik, örgütsel etik ve yönetimsel etik gibi konular da dikkat çekmeye
başlamıştır.
İletişim teknolojilerindeki hızlı değişim, hayata anlam vermede
ve toplumsal ilişkilerde çok hızlı değişimlere sebep olmuştur ve bu
durum daha da hızlanmaktadır. Bilgiye erişimin zaman mekândan
bağımsız hale gelmesi özellikle “Z” kuşağı olarak adlandırılan 2000’li
yıllarda doğmuş olan gençlerin anlama ve değerlendirme biçimlerini
köklü değişime uğratmıştır. Basılı medyaya ilgi azalmakta, televizyon
gibi görsel medyanın da gençler tarafından hızla terkedildiği
gözlenmektedir. Genç kuşaklar arasında iletişimden etkileşime, alışkanlıklardan
tercihlere, dinlenmeden beslenmeye her şey değişmektedir.
Günlük hayatın hızı ve çeşitlenmesi, Genetiği Değiştirilmiş
Organizmalar (GDO) olarak adlandırılan gıdalarla hızlı beslenme
alışkanlıkları insanlarda obezite gibi bedensel rahatsızlıklara yol açmaktadır.
GDO’lu gıdaların insan bedenine verdiği zarar gibi, özellikle
internet ve benzeri erişim kanalları aracılığıyla çok kısa sürede,
kaynağı pek bilinmeyen, çoğu zaman gerçeği yansıtmayan, bilgi
yığınlarına erişim çok daha hızlı ve sınırsız hale gelmektedir. Gerçekleri yansıtmayan, en azından kuşkulu olan bilgilere de Genetiği
Değiştirilmiş Bilgi denebilir. GDO’lu gıdalarla nasıl ki sağlıklı bir
bünyeye sahip olmak pek mümkün değil ise GDB ile de sağlıklı iletişim
ve bilim gerçekleştirilemez. Aynı şekilde sınır tanımayan iletişim
ağıyla kültürler arası farklılıklar kalkmakta ve yerel, milli kültür
kontrolsüz şekilde değişime uğramaktadır. Ana kodları değiştirilmiş
ya da karıştırılmış olan kültür için de GDK kavramı kullanılabilir.
Genetiği değiştirilmiş kültürle sağlıklı toplumsal yapının oluşturulması
da pek mümkün görülmemektedir.
Toplumsal hafızanın sağlıklı oluşabilmesi sağlıklı eğitimle
mümkün olabilir. Ailede başlayan eğitim çevrede ve özellikle okulda
çok daha özenle düzenlenerek verilmelidir. Okullar sadece bilgi, beceri
kazandıran kurumlar olmak yerine anlayış, hikmet ve marifetin
yaşanılarak kazanıldığı kurumlar olmalıdır. Toplum ve ailenin en
düzenli destekleyicisi olan okulların, toplumun özünü yansıtan değerlerin
yaşandığı, desteklendiği ve geliştirildiği ortamlara dönüşebilmesi
için özellikle okul yöneticiler, öğretmenler, veliler, diğer tüm
paydaşlar ve bunlar aracılığıyla öğrenciler milli kültür ve milli ahlak
anlayışıyla evrensel değerleri de harmanlayarak şekillenen eğitimle
geleceğe sağlam temellerle yönelebilir.
Bu çalışmada eğitim kurumlarında kültürel liderlik ile meslek ahlakı
ele alınmıştır. Köklü bir kültürel birikimi bulunan toplumumuzda,
eğitim örgütlerinde çağdaş bilimsel gelişmeler ışığında kültürel
değerlerle toplumsal bilincin oluşturulabileceğine inanılmaktadır.
Bu çalışmanın ilk baskısındaki muhtemel hata ve eksikliklerin
düzeltilmesi için okuyuculardan öneri beklenmektedir.1
Dr. Bilal YILDIRIM
- Açıklama
Bilgi toplumu örgütlerinin vizyonu, insanı mutlu etmeye yöneliktir.
Bu vizyona uygun paradigmalar geliştirilmekte, örgüt ve yönetim
felsefesi yeniden şekillenmektedir. Araştırmalar da insan öğesi
üzerinde odaklanmaktadır. Çünkü en değerli varlık insandır. Örgütler
insanla anlam kazanır, insanla şekillenir ve insanla başarıla ulaşabilir.
Yirminci yüzyılın ikinci yarısından sonra yönetim biliminde
insan kaynağının önemi daha iyi anlaşılmaya başlamış ve araştırmalar
bu alanda yoğunluk kazanmıştır.
Örgüt yönetiminde iş görenlerin işlerinden beklentileri, ihtiyaç
türleri, ihtiyaçların boyutları üzerinde durulmuş ve karşılanma
düzey ve biçimleri araştırmalara konu edilmiştir. Bununla birlikte
özellikle 90’lı yıllarda örgütsel kültür, araştırmacı ve uygulayıcıların
ilgisini daha fazla çekmeye başlamıştır. Toplumsal yaşam biçimi olarak
tanımlanan kültürün örgütsel boyutu ve işlevleri üzerindeki çalışmaların
yanında kültürel boyutun önemli bir bileşeni olan mesleki
etik, örgütsel etik ve yönetimsel etik gibi konular da dikkat çekmeye
başlamıştır.
İletişim teknolojilerindeki hızlı değişim, hayata anlam vermede
ve toplumsal ilişkilerde çok hızlı değişimlere sebep olmuştur ve bu
durum daha da hızlanmaktadır. Bilgiye erişimin zaman mekândan
bağımsız hale gelmesi özellikle “Z” kuşağı olarak adlandırılan 2000’li
yıllarda doğmuş olan gençlerin anlama ve değerlendirme biçimlerini
köklü değişime uğratmıştır. Basılı medyaya ilgi azalmakta, televizyon
gibi görsel medyanın da gençler tarafından hızla terkedildiği
gözlenmektedir. Genç kuşaklar arasında iletişimden etkileşime, alışkanlıklardan
tercihlere, dinlenmeden beslenmeye her şey değişmektedir.
Günlük hayatın hızı ve çeşitlenmesi, Genetiği Değiştirilmiş
Organizmalar (GDO) olarak adlandırılan gıdalarla hızlı beslenme
alışkanlıkları insanlarda obezite gibi bedensel rahatsızlıklara yol açmaktadır.
GDO’lu gıdaların insan bedenine verdiği zarar gibi, özellikle
internet ve benzeri erişim kanalları aracılığıyla çok kısa sürede,
kaynağı pek bilinmeyen, çoğu zaman gerçeği yansıtmayan, bilgi
yığınlarına erişim çok daha hızlı ve sınırsız hale gelmektedir. Gerçekleri yansıtmayan, en azından kuşkulu olan bilgilere de Genetiği
Değiştirilmiş Bilgi denebilir. GDO’lu gıdalarla nasıl ki sağlıklı bir
bünyeye sahip olmak pek mümkün değil ise GDB ile de sağlıklı iletişim
ve bilim gerçekleştirilemez. Aynı şekilde sınır tanımayan iletişim
ağıyla kültürler arası farklılıklar kalkmakta ve yerel, milli kültür
kontrolsüz şekilde değişime uğramaktadır. Ana kodları değiştirilmiş
ya da karıştırılmış olan kültür için de GDK kavramı kullanılabilir.
Genetiği değiştirilmiş kültürle sağlıklı toplumsal yapının oluşturulması
da pek mümkün görülmemektedir.
Toplumsal hafızanın sağlıklı oluşabilmesi sağlıklı eğitimle
mümkün olabilir. Ailede başlayan eğitim çevrede ve özellikle okulda
çok daha özenle düzenlenerek verilmelidir. Okullar sadece bilgi, beceri
kazandıran kurumlar olmak yerine anlayış, hikmet ve marifetin
yaşanılarak kazanıldığı kurumlar olmalıdır. Toplum ve ailenin en
düzenli destekleyicisi olan okulların, toplumun özünü yansıtan değerlerin
yaşandığı, desteklendiği ve geliştirildiği ortamlara dönüşebilmesi
için özellikle okul yöneticiler, öğretmenler, veliler, diğer tüm
paydaşlar ve bunlar aracılığıyla öğrenciler milli kültür ve milli ahlak
anlayışıyla evrensel değerleri de harmanlayarak şekillenen eğitimle
geleceğe sağlam temellerle yönelebilir.
Bu çalışmada eğitim kurumlarında kültürel liderlik ile meslek ahlakı
ele alınmıştır. Köklü bir kültürel birikimi bulunan toplumumuzda,
eğitim örgütlerinde çağdaş bilimsel gelişmeler ışığında kültürel
değerlerle toplumsal bilincin oluşturulabileceğine inanılmaktadır.
Bu çalışmanın ilk baskısındaki muhtemel hata ve eksikliklerin
düzeltilmesi için okuyuculardan öneri beklenmektedir.1
Dr. Bilal YILDIRIMStok Kodu:9786052414705Boyut:14x20Sayfa Sayısı:168Basım Yeri:Ankara
- Taksit Seçenekleri
- Axess KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim159,80159,80279,90159,80353,27159,80Ziraat BankkartTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim159,80159,80279,90159,80353,27159,80Maximum KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim159,80159,80279,90159,80353,27159,80Diğer KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim159,80159,802--3--
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.