Edebiyat Olayı

Edebiyat kendi başına bir kategori midir? Kurmaca ve gerçek, edebi eserlerde birbirinden ne ölçüde ayrılır? Farklı edebiyat kuramlarının ortak yanılgısı nedir? Edebiyat ne ölçüde politik olabilir ve dünyaya dokunabilir? Edebiyatın sınırları aynı zamanda dilin sınırları mıdır?

Edebiyat teorisinin en sivri kalemlerinden Terry Eagleton, Edebiyat Olayı'nda bu sorulara yanıt ararken, edebiyat teorisinin sınırlarını kültür teorisine ve felsefeye doğru genişletiyor. Wittgenstein'ın dil felsefesinden yola çıkarak, Aristoteles'ten Derrida'ya, realizm-nominalizm tartışmasından edebiyatın bir strateji olarak yeniden kurgulanışına kadar geniş bir düşünsel çerçevede, edebiyatın ne anlamda bir "olay" olduğunu sorguluyor.

Edebiyat kuramı, eleştirel teori ve analitik felsefeyi alışılmadık biçimde bir araya getiren Eagleton, ona haklı bir ün sağlayan birikimini ironik bir dille, hiç olmadığı kadar özlü ve bütünlüklü biçimde okurlarına aktarıyor.

Mütevazı olmayacak olsam kitapta, (en azından günümüzde) edebiyatın gerçekte ne anlama geldiğine dair makul bir açıklama sunulduğunu ve neredeyse tüm edebiyat kuramlarının ortak noktasına ilk kez dikkat çekildiğini söylerdim. Fakat haddini bilmez biri olmadığımdan bunu söylemeyeceğim.