Sepetim (0) Toplam: 0,00TL
%25
Biraz Ses Olsun Bilgehan Uçak

Biraz Ses Olsun

Liste Fiyatı : 100,00TL
İndirimli Fiyat : 75,00TL
Kazancınız : 25,00TL
Taksitli fiyat : 3 x 25,00TL
Havale/EFT ile : 73,50TL
%25
Temin Süresi 3 İş Günüdür.
9786051857176
93304
Biraz Ses Olsun
Biraz Ses Olsun
75.00

Aynı evin içinde yaşayan, aynı sofraya oturan, beraber büyüyüp beraber yaşlanan ama bir ömür birbirine ulaşamayan insanlar; hayal kırıklıklarını ve özlemleri bastıran suskunluklarla örülmüş görünmez duvarlar... Sessizliğin kıymığından söz ederken yalnızlığın altını kırmızı kalemle çiziyor Bilgehan Uçak: Biraz Ses Olsun, yanlış bir hayata mahkûm oluşunun ağır kederiyle kendini ve yakınlarını yalnız bırakarak baş etmeye çalışan Nurhan Bey’in üç kuşağa uzanan hikâyesini aile, aidiyet ve bağlılık gibi kavramları merkeze alarak sorguluyor.
(1)
Zaman, iyi bir heykeltıraş gibi Nurhan Bey’den de olgun bir insan çıkarmayı başarmıştı sonunda. Bir süredir çeşitli hastalıklarla boğuşuyor, vücuduna eskisi gibi hükmedemiyordu. Öfke nöbetlerinin yerinde, büyük bir yaşlılık endişesi. Yorgun bir adamdı, her geçen gün biraz daha çöküyordu ve bunu engelleyemeyeceğini kabullenmişti. Ölüm düşüncesi çok yakın bir arkadaşıymışçasına sürekli yanı başındaydı. Desenli fularlar, kıpkırmızı kravatlar giyilmemekten eskimeye yüz tutmuştu, takım elbiselerinin iki-üç ayda bir elden geçmesi gerekiyordu; şimdilerde üstünde genellikle hep aynı eşofman vardı.
(2)
Televizyon, yalnızlığı avutmak için bir araç. Yeter ki biraz ses olsun… Bazen saklı yeraltı şehirleri kadar sessiz olurdu ev. Artık olmuyor mu yoksa biz mi ihtiyarladık? Evliliğin ilk yılları; kavgalar, nedensiz hırgür. Sessizliğin kıymığı batardı. İlk yılları ne kelime, Nurhan hastalanana kadar… Kim bilir hangi kavganın ertesi, birbirleriyle konuşmadan geçerlerdi evin bir köşesine, Ali de odasına. Yıllar geçip gitti böyle. Bakmadan. Konuşmadan. Ömür geçti. İki dağın iki hoyrat suyu gibi senelerce akıp durmuşlardı.
(3)
Gidecek başka hiçbir yeri olmamıştı yıllarca. İşte hayatının bu veda çağında televizyonsuz yapamaz olmuştu. Sığınmıştı ona. Maviye boyanmış platin ışık geçebiliyordu duvarlardan, üstelik sonsuz sükût da sona eriyordu bir tuşa basınca. Yıllarca ne çok istemişti, yalvarmıştı hatta: Biraz ses, biraz ses olsun.

  • Açıklama
    • Aynı evin içinde yaşayan, aynı sofraya oturan, beraber büyüyüp beraber yaşlanan ama bir ömür birbirine ulaşamayan insanlar; hayal kırıklıklarını ve özlemleri bastıran suskunluklarla örülmüş görünmez duvarlar... Sessizliğin kıymığından söz ederken yalnızlığın altını kırmızı kalemle çiziyor Bilgehan Uçak: Biraz Ses Olsun, yanlış bir hayata mahkûm oluşunun ağır kederiyle kendini ve yakınlarını yalnız bırakarak baş etmeye çalışan Nurhan Bey’in üç kuşağa uzanan hikâyesini aile, aidiyet ve bağlılık gibi kavramları merkeze alarak sorguluyor.
      (1)
      Zaman, iyi bir heykeltıraş gibi Nurhan Bey’den de olgun bir insan çıkarmayı başarmıştı sonunda. Bir süredir çeşitli hastalıklarla boğuşuyor, vücuduna eskisi gibi hükmedemiyordu. Öfke nöbetlerinin yerinde, büyük bir yaşlılık endişesi. Yorgun bir adamdı, her geçen gün biraz daha çöküyordu ve bunu engelleyemeyeceğini kabullenmişti. Ölüm düşüncesi çok yakın bir arkadaşıymışçasına sürekli yanı başındaydı. Desenli fularlar, kıpkırmızı kravatlar giyilmemekten eskimeye yüz tutmuştu, takım elbiselerinin iki-üç ayda bir elden geçmesi gerekiyordu; şimdilerde üstünde genellikle hep aynı eşofman vardı.
      (2)
      Televizyon, yalnızlığı avutmak için bir araç. Yeter ki biraz ses olsun… Bazen saklı yeraltı şehirleri kadar sessiz olurdu ev. Artık olmuyor mu yoksa biz mi ihtiyarladık? Evliliğin ilk yılları; kavgalar, nedensiz hırgür. Sessizliğin kıymığı batardı. İlk yılları ne kelime, Nurhan hastalanana kadar… Kim bilir hangi kavganın ertesi, birbirleriyle konuşmadan geçerlerdi evin bir köşesine, Ali de odasına. Yıllar geçip gitti böyle. Bakmadan. Konuşmadan. Ömür geçti. İki dağın iki hoyrat suyu gibi senelerce akıp durmuşlardı.
      (3)
      Gidecek başka hiçbir yeri olmamıştı yıllarca. İşte hayatının bu veda çağında televizyonsuz yapamaz olmuştu. Sığınmıştı ona. Maviye boyanmış platin ışık geçebiliyordu duvarlardan, üstelik sonsuz sükût da sona eriyordu bir tuşa basınca. Yıllarca ne çok istemişti, yalvarmıştı hatta: Biraz ses, biraz ses olsun.

      Stok Kodu
      :
      9786051857176
      Boyut
      :
      13x20
      Sayfa Sayısı
      :
      230
      Basım Yeri
      :
      İstanbul
      Basım Tarihi
      :
      2022
      Kapak Türü
      :
      Karton Kapak
      Dili
      :
      Türkçe
  • Taksit Seçenekleri
    • Axess Kartlar
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      Tek Çekim
      75,00   
      75,00   
      2
      37,50   
      75,00   
      3
      25,00   
      75,00   
      Ziraat Bankkart
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      Tek Çekim
      75,00   
      75,00   
      2
      37,50   
      75,00   
      3
      25,00   
      75,00   
      Maximum Kartlar
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      Tek Çekim
      75,00   
      75,00   
      2
      37,50   
      75,00   
      3
      25,00   
      75,00   
      Diğer Kartlar
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      Tek Çekim
      75,00   
      75,00   
      2
      -   
      -   
      3
      -   
      -   
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat