Belediyelerde Sistematik Sorunlar ve Çözümler
Belediyelerde Sistematik Sorunlar ve Çözümler Ahmet Baybars Göğez
ÖNSÖZ
Ankara Barosu Yayınları Merkezi Başkanı görevini ifa ederken kıymetli arkadaşım A.Baybars GÖĞEZ “ Belediyelerde Sistemsel Sorunlar ve Çözümler ( 2012-2018 Sayıştay Yerel Yönetimler Denetimi Rapor Özetleri )” başlıklı kitabını bana ulaştırarak editör gözüyle inceleyerek önerilerimi iletmemi istediler. Kitabı basım aşamasına ulaştığında da önsözünü yazmam konusunda ricada bulundular. Onur duyduğum nazik davranışından dolayı A.Baybars GÖĞEZ’e teşekkürlerimi sunuyorum.
“ Belediyelerde Sistemsel Sorunlar ve Çözümler” Kitabı’nın basım öncesi nüshasını ilk incelediğimde özellikle iki nedenden dolayı benzerlerinden oldukça farklı olduğunu tespit ettim. Birincisi, bu çalışma Sayıştay’ın belediyelere ilişkin denetimleri alanında yayımlandığı bilinen kapsamlı ilk kitaptır.Sayıştay raporları çerçevesinde belediyelerdeki sorunların tüm veçhelerini sistematik bir şekilde inceleyen çok yönlü bir araştırmaya şimdiye kadar rastlamadım. İkincisi, Yazar bu çalışmasında Sayıştay denetim raporlarının incelenmesi açısından kendine özgü bir yöntem de geliştirmiştir. Herhangi bir alandaki Sayıştay denetim raporları, o alanın kendine özgü şartları da hesaba katılmak şartıyla, GÖĞEZ’in bu kitaptaki yöntem kalıbına uygun olarak incelenebilir.
Yazar çalışmasında gayet akıcı bir üslupla ve güzel bir Türkçeyle Sayıştay’ın 21 büyükşehir belediyesi ile 172 ilçe belediyesinde ve 10 il belediyesi ile 3 ilçe belediyesinde denetim raporlarını kendine özgü tablo ve çizelgelerde anlatıyor. GÖĞEZ’in kitabı, Sayıştay’ın raporlarını daha iyi anlamamıza yardımcı olan, çok kıymetli bir kitap. Bu kıymeti yalnızca içeriğinin zenginliğinden kaynaklanmıyor. Çok uzun olmayan, tablo haline getirildiği için de rahatça okunabilen ve tablolar konusunda altında kısa bilgiler bulunan bölümlerden oluşması metin kısmı bir çırpıda okunabilecek bu kitabı aynı zamanda bir de başvuru kaynağı haline getiriyor.
Bilindiği gibi halkın temsilcileri aracılığıyla yönetildiği temsili demokrasilerde yönetenlerin yönetilenlere karşı sorumlu olmaları asıldır. Bu hesap verme sorumluluğunu güçlendirecek temel mekanizma ise, bağımsız yüksek denetim olgusudur.
Yasama adına yürütülen yüksek denetimde temel amaç, halk adına yönetim yetkisini yürütme organlarına devreden Parlamentolara, bu yetkinin amacına uygun ve gereği gibi kullanılıp kullanılmadığını ortaya koyarak yardımcı olmaktır. Bu niteliğiyle yüksek denetim olgusu, yasama, yürütme ve yargıdan oluşan erkler sisteminde “ denge ve denetleme” unsurunu oluşturmaktadır.
Etkin bir hesap verme sorumluluğu sisteminin kurulmasında denetim temel bir unsur olarak kabul edilmektedir.Dünyada kabul gören temel yaklaşım, tüm kamu fonlarının, kaynaklarının ve faaliyetlerinin parlamento adına dış denetim görevi yapan sayıştaylar tarafından denetlenmesidir.
Hesap verilebilirliğin ve saydamlığın sağlanarak kamu kaynaklarının etkin, verimli ve tutumlu bir şekilde kullanılabilmesini gerçekleştirmek, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ve adına denetim yapan Sayıştayın temel işlevlerindendir.
Sayıştay denetim raporları çerçevesinde demokrasimizin güçlendirilmesi anlamında önemli iki konuyu vurgulamakta fayda mütalaa ediyorum.
Birinci konu ; Sayıştay raporlarının TBMM’de değerlendirmeye alınması için yasal düzenleme yapılmasıdır.
Anayasamızın 160’ıncı maddesi ile Sayıştay, merkezi yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının gelir ve giderleri ile mallarını TBMM adına denetimlerini yapmak ve sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamakla görevlidir. Ayrıca mahalli idarelerin hesap ve işlemlerinin denetimi ile kesin hükme bağlanması da Sayıştay’ın görevleri arasındadır. Sayıştay bu görevlerini yine Anayasamızın verdiği yetkiye istinaden 6085 sayılı Sayıştay Kanunu çerçevesinde yerine getirmektedir. 6085 sayılı Kanun’da Sayıştay’ın kuruluş, görev ve yetkileri, denetim türleri ve usulleri ile denetim raporlarının sonuçlandırılmasına ilişkin süreçler düzenlenmiştir. Sayıştay’ın denetiminin kapsamı aslında oldukça geniştir. Bütün genel ve özel bütçeli idareler, düzenleyici ve denetleyici kuruluşlar, sosyal güvenlik kurumları, özel idareler, belediyeler ve bunlara bağlı idareler, kalkınma ajansları, kamu iktisadi teşebbüsleri, TMSF, Merkez Bankası gibi kamu geliriyle faaliyet gösteren birçok kurum ve kuruluş Sayıştay denetimine tabidir.Bu çerçevede yapılan denetimler sonucunda “Denetim Raporları” ile “Yargılamaya Esas Raporlar” düzenlenmektedir.
Kanun’da yer alan “Denetim Raporları” Sayıştay kontrol süreçlerinden geçtikten sonra TBMM’ye gönderilmekte ve kamuoyuna açıklanmaktadır. Ancak TBMM’ye gönderilen söz konusu raporlar Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçildikten sonra 09.10.2018 tarihli ve 1200 sayılı TBMM İç Tüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair Karar’da düzenleme yapılmadığından dolayı herhangi bir değerlendirmeye tabi tutulmamaktadır. Bu nedenle “Denetim Raporları” nın Sayıştay süreçleri de yeniden ele alınmak suretiyle hazırlanması ve TBMM İçtüzüğü’nde yapılacak düzenleme ile kurulacak bir komisyonda veya mevcut Plan ve Bütçe Komisyonu bünyesindeki alt komisyonda değerlendirmeye tabi tutulması daha uygun olacaktır. Böyle bir düzenleme, hazırlanan raporların niteliğine katkı sağlayabileceği gibi, Sayıştay-TBMM ilişkilerini güçlendirecek ve “Bütçe Hakkı”nın temsil mercii olan TBMM’nin de yapılan denetimler hakkında bilgi ve söz sahibi olmasını sağlayacaktır.
İkinci konu; mali hesap verebilirliğin gerçek anlamda sağlanması için Sayıştay denetiminden muaf hiçbir kurum ve alan kalmamalıdır.
Bu kapsamda denetim kapsamı dışında kurumlar da Sayıştay denetimine tabi kılınmalıdır. Bu kurumların başında Türkiye Varlık Fonu gelmektedir. Fon, her ne kadar bünyesindeki bazı şirketler ve kamu iktisadi teşebbüsleri Sayıştay denetimine tabi olsa da mevcut haliyle kendisi Sayıştay denetimine tabi değildir. Öte yandan devletten yardım, hibe, muafiyet gibi ayrıcalıklı mali destekler alan özel hukuk tüzel kişileri de (dernekler, vakıflar, şirketler) kısmen veya tamamen denetim havuzuna dahil edilmelidir.
Son sözüm değerli okurlara yönelik olacaktır.Baybars GÖĞEZ kitabının başlangıç bölümünde “ Neden Yazdım?” ve “ Kitabımızın Matematiksel Açıklaması” başlıkları altında Sayıştay denetim raporlarını satır satır okuyarak tamamladığı çalışmasının hukukçular başta olmak üzere toplumun hangi kesimlerine faydalı olacağını açıklıkla belirtiyor. Toplumda kamu kaynaklarının etkin, verimli ve tutumlu kullanımına ilişkin bilinç seviyesinin yükselmesi ve bunun demokrasimizin güçlenmesine yardımcı olabilmesinin yolu GÖĞEZ’in kitabının hedeflenen okur kitlesine ulaşmasından geçiyor.Kitabın okurla buluşacak olması beni gerçekten sevindiriyor.İyi okumalar diliyorum.
Av.Bülent DAĞSALI
Ankara 2021
- Açıklama
Belediyelerde Sistematik Sorunlar ve Çözümler Ahmet Baybars Göğez
ÖNSÖZ
Ankara Barosu Yayınları Merkezi Başkanı görevini ifa ederken kıymetli arkadaşım A.Baybars GÖĞEZ “ Belediyelerde Sistemsel Sorunlar ve Çözümler ( 2012-2018 Sayıştay Yerel Yönetimler Denetimi Rapor Özetleri )” başlıklı kitabını bana ulaştırarak editör gözüyle inceleyerek önerilerimi iletmemi istediler. Kitabı basım aşamasına ulaştığında da önsözünü yazmam konusunda ricada bulundular. Onur duyduğum nazik davranışından dolayı A.Baybars GÖĞEZ’e teşekkürlerimi sunuyorum.
“ Belediyelerde Sistemsel Sorunlar ve Çözümler” Kitabı’nın basım öncesi nüshasını ilk incelediğimde özellikle iki nedenden dolayı benzerlerinden oldukça farklı olduğunu tespit ettim. Birincisi, bu çalışma Sayıştay’ın belediyelere ilişkin denetimleri alanında yayımlandığı bilinen kapsamlı ilk kitaptır.Sayıştay raporları çerçevesinde belediyelerdeki sorunların tüm veçhelerini sistematik bir şekilde inceleyen çok yönlü bir araştırmaya şimdiye kadar rastlamadım. İkincisi, Yazar bu çalışmasında Sayıştay denetim raporlarının incelenmesi açısından kendine özgü bir yöntem de geliştirmiştir. Herhangi bir alandaki Sayıştay denetim raporları, o alanın kendine özgü şartları da hesaba katılmak şartıyla, GÖĞEZ’in bu kitaptaki yöntem kalıbına uygun olarak incelenebilir.
Yazar çalışmasında gayet akıcı bir üslupla ve güzel bir Türkçeyle Sayıştay’ın 21 büyükşehir belediyesi ile 172 ilçe belediyesinde ve 10 il belediyesi ile 3 ilçe belediyesinde denetim raporlarını kendine özgü tablo ve çizelgelerde anlatıyor. GÖĞEZ’in kitabı, Sayıştay’ın raporlarını daha iyi anlamamıza yardımcı olan, çok kıymetli bir kitap. Bu kıymeti yalnızca içeriğinin zenginliğinden kaynaklanmıyor. Çok uzun olmayan, tablo haline getirildiği için de rahatça okunabilen ve tablolar konusunda altında kısa bilgiler bulunan bölümlerden oluşması metin kısmı bir çırpıda okunabilecek bu kitabı aynı zamanda bir de başvuru kaynağı haline getiriyor.
Bilindiği gibi halkın temsilcileri aracılığıyla yönetildiği temsili demokrasilerde yönetenlerin yönetilenlere karşı sorumlu olmaları asıldır. Bu hesap verme sorumluluğunu güçlendirecek temel mekanizma ise, bağımsız yüksek denetim olgusudur.
Yasama adına yürütülen yüksek denetimde temel amaç, halk adına yönetim yetkisini yürütme organlarına devreden Parlamentolara, bu yetkinin amacına uygun ve gereği gibi kullanılıp kullanılmadığını ortaya koyarak yardımcı olmaktır. Bu niteliğiyle yüksek denetim olgusu, yasama, yürütme ve yargıdan oluşan erkler sisteminde “ denge ve denetleme” unsurunu oluşturmaktadır.
Etkin bir hesap verme sorumluluğu sisteminin kurulmasında denetim temel bir unsur olarak kabul edilmektedir.Dünyada kabul gören temel yaklaşım, tüm kamu fonlarının, kaynaklarının ve faaliyetlerinin parlamento adına dış denetim görevi yapan sayıştaylar tarafından denetlenmesidir.
Hesap verilebilirliğin ve saydamlığın sağlanarak kamu kaynaklarının etkin, verimli ve tutumlu bir şekilde kullanılabilmesini gerçekleştirmek, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ve adına denetim yapan Sayıştayın temel işlevlerindendir.
Sayıştay denetim raporları çerçevesinde demokrasimizin güçlendirilmesi anlamında önemli iki konuyu vurgulamakta fayda mütalaa ediyorum.
Birinci konu ; Sayıştay raporlarının TBMM’de değerlendirmeye alınması için yasal düzenleme yapılmasıdır.
Anayasamızın 160’ıncı maddesi ile Sayıştay, merkezi yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının gelir ve giderleri ile mallarını TBMM adına denetimlerini yapmak ve sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamakla görevlidir. Ayrıca mahalli idarelerin hesap ve işlemlerinin denetimi ile kesin hükme bağlanması da Sayıştay’ın görevleri arasındadır. Sayıştay bu görevlerini yine Anayasamızın verdiği yetkiye istinaden 6085 sayılı Sayıştay Kanunu çerçevesinde yerine getirmektedir. 6085 sayılı Kanun’da Sayıştay’ın kuruluş, görev ve yetkileri, denetim türleri ve usulleri ile denetim raporlarının sonuçlandırılmasına ilişkin süreçler düzenlenmiştir. Sayıştay’ın denetiminin kapsamı aslında oldukça geniştir. Bütün genel ve özel bütçeli idareler, düzenleyici ve denetleyici kuruluşlar, sosyal güvenlik kurumları, özel idareler, belediyeler ve bunlara bağlı idareler, kalkınma ajansları, kamu iktisadi teşebbüsleri, TMSF, Merkez Bankası gibi kamu geliriyle faaliyet gösteren birçok kurum ve kuruluş Sayıştay denetimine tabidir.Bu çerçevede yapılan denetimler sonucunda “Denetim Raporları” ile “Yargılamaya Esas Raporlar” düzenlenmektedir.
Kanun’da yer alan “Denetim Raporları” Sayıştay kontrol süreçlerinden geçtikten sonra TBMM’ye gönderilmekte ve kamuoyuna açıklanmaktadır. Ancak TBMM’ye gönderilen söz konusu raporlar Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçildikten sonra 09.10.2018 tarihli ve 1200 sayılı TBMM İç Tüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair Karar’da düzenleme yapılmadığından dolayı herhangi bir değerlendirmeye tabi tutulmamaktadır. Bu nedenle “Denetim Raporları” nın Sayıştay süreçleri de yeniden ele alınmak suretiyle hazırlanması ve TBMM İçtüzüğü’nde yapılacak düzenleme ile kurulacak bir komisyonda veya mevcut Plan ve Bütçe Komisyonu bünyesindeki alt komisyonda değerlendirmeye tabi tutulması daha uygun olacaktır. Böyle bir düzenleme, hazırlanan raporların niteliğine katkı sağlayabileceği gibi, Sayıştay-TBMM ilişkilerini güçlendirecek ve “Bütçe Hakkı”nın temsil mercii olan TBMM’nin de yapılan denetimler hakkında bilgi ve söz sahibi olmasını sağlayacaktır.
İkinci konu; mali hesap verebilirliğin gerçek anlamda sağlanması için Sayıştay denetiminden muaf hiçbir kurum ve alan kalmamalıdır.
Bu kapsamda denetim kapsamı dışında kurumlar da Sayıştay denetimine tabi kılınmalıdır. Bu kurumların başında Türkiye Varlık Fonu gelmektedir. Fon, her ne kadar bünyesindeki bazı şirketler ve kamu iktisadi teşebbüsleri Sayıştay denetimine tabi olsa da mevcut haliyle kendisi Sayıştay denetimine tabi değildir. Öte yandan devletten yardım, hibe, muafiyet gibi ayrıcalıklı mali destekler alan özel hukuk tüzel kişileri de (dernekler, vakıflar, şirketler) kısmen veya tamamen denetim havuzuna dahil edilmelidir.
Son sözüm değerli okurlara yönelik olacaktır.Baybars GÖĞEZ kitabının başlangıç bölümünde “ Neden Yazdım?” ve “ Kitabımızın Matematiksel Açıklaması” başlıkları altında Sayıştay denetim raporlarını satır satır okuyarak tamamladığı çalışmasının hukukçular başta olmak üzere toplumun hangi kesimlerine faydalı olacağını açıklıkla belirtiyor. Toplumda kamu kaynaklarının etkin, verimli ve tutumlu kullanımına ilişkin bilinç seviyesinin yükselmesi ve bunun demokrasimizin güçlenmesine yardımcı olabilmesinin yolu GÖĞEZ’in kitabının hedeflenen okur kitlesine ulaşmasından geçiyor.Kitabın okurla buluşacak olması beni gerçekten sevindiriyor.İyi okumalar diliyorum.
Av.Bülent DAĞSALI
Ankara 2021
Stok Kodu:9786257125819Boyut:19x27Sayfa Sayısı:672Basım Yeri:AnkaraBaskı:1
- Taksit Seçenekleri
- Axess KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim371,20371,202185,60371,203123,73371,20Ziraat BankkartTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim371,20371,202185,60371,203123,73371,20Maximum KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim371,20371,202185,60371,203123,73371,20Diğer KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim371,20371,202--3--
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.