Bilginin Bütünlüğüİlim Tahsiline Giriş
Neyi ne kadar bilebiliriz?
“Bilginin Bütünlüğü”, bu yakıcı soruya bir cevap arama denemesi…
İnsan bilginin sınırsızlığını kavradığı an, bu korkutucu gerçekle nasıl başedeceği gibi devasa bir problem açılır önünde.
Bilginin, en yakın görünenden, görülemeyecek kadar uzaktaki diğer bölümlerine kadar girift bir ağ halinde örgütlenmesi,
bu ağa yakalanmış bir sinek gibi hissetirebilir insana. Çünkü beş duyusunun beynine ve kalbine sunduklarına
güvenemez artık. Her şeyin her şeyle ilgisi varsa, tek bir şey, diğer her şeyin kapsama alanındaysa gördükleri,
duydukları, dokundukları, kokladıkları, tattıklarının kendisine verebileceği bilgiler eksik, muğlak ve yanıltıcı olmaktan
öteye gidemez. Ana resim bilinemediği için bulmacanın parçaları da bütünlenemez.
“Bilginin Bütünlüğü”, hem geçmişin muazzam bilgi mirasının hem de bunları yenileme ve genişletme imkanlarının
kavranmasının, ilim tahsilinde bilginin bütünlüğü ile disiplinlerarası yaklaşımla/işbirliğiyle mümkün olabileceğini
vazediyor. Ve konuyu Temel İslam İlimleri temelinde örneklendirerek üniversite müfredatlarının bu anlayışla
tazelenmesini ve muallim ile müteallim’in (hoca ile öğrencisinin) eğitim- öğretim süreçlerinde bu anlayışı benimsemesini
öneriyor.
Tahsil edilen bilimin esiri olmaktan çıkış yolu bu. Ancak o zaman anlayabileceğiz; hiçbir şey sandığımız kadar yakın,
korktuğumuz kadar uzak değil… Ağa yakalanmış bir sinek değil, eşref-i mahlukatız biz.
- Açıklama
Neyi ne kadar bilebiliriz?
“Bilginin Bütünlüğü”, bu yakıcı soruya bir cevap arama denemesi…
İnsan bilginin sınırsızlığını kavradığı an, bu korkutucu gerçekle nasıl başedeceği gibi devasa bir problem açılır önünde.
Bilginin, en yakın görünenden, görülemeyecek kadar uzaktaki diğer bölümlerine kadar girift bir ağ halinde örgütlenmesi,
bu ağa yakalanmış bir sinek gibi hissetirebilir insana. Çünkü beş duyusunun beynine ve kalbine sunduklarına
güvenemez artık. Her şeyin her şeyle ilgisi varsa, tek bir şey, diğer her şeyin kapsama alanındaysa gördükleri,
duydukları, dokundukları, kokladıkları, tattıklarının kendisine verebileceği bilgiler eksik, muğlak ve yanıltıcı olmaktan
öteye gidemez. Ana resim bilinemediği için bulmacanın parçaları da bütünlenemez.
“Bilginin Bütünlüğü”, hem geçmişin muazzam bilgi mirasının hem de bunları yenileme ve genişletme imkanlarının
kavranmasının, ilim tahsilinde bilginin bütünlüğü ile disiplinlerarası yaklaşımla/işbirliğiyle mümkün olabileceğini
vazediyor. Ve konuyu Temel İslam İlimleri temelinde örneklendirerek üniversite müfredatlarının bu anlayışla
tazelenmesini ve muallim ile müteallim’in (hoca ile öğrencisinin) eğitim- öğretim süreçlerinde bu anlayışı benimsemesini
öneriyor.
Tahsil edilen bilimin esiri olmaktan çıkış yolu bu. Ancak o zaman anlayabileceğiz; hiçbir şey sandığımız kadar yakın,
korktuğumuz kadar uzak değil… Ağa yakalanmış bir sinek değil, eşref-i mahlukatız biz.Stok Kodu:9786256590083Boyut:21x30Sayfa Sayısı:480Basım Yeri:İstanbul
- Taksit Seçenekleri
- Axess KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim562,50562,502281,25562,503187,50562,50Ziraat BankkartTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim562,50562,502281,25562,503187,50562,50Maximum KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim562,50562,502281,25562,503187,50562,50Diğer KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim562,50562,502--3--
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
