Ustadan Çırağa Mide Hastalıkları
Önceleri distal mide kanserli olgulara ‘pasaj sorunu’ ve distal mide kanserli
olgularda ameliyat öncesi kemoterapi yaklaşımını rasyonel kılacak yeterli literatür
verisi olmaması vs. nedenlerle önce cerrahi yaklaşımı da geçerliliğini yitirmiş
bulunmaktadır. Dahası artık ülkemiz ve özellikle bölgemizde distal kanserler çok
daha az görülmekte, ancak Dünya verileri ile uyumsuz bir şekilde mide kanseri
sıklığında yöresel/ bölgesel bir azalmadan söz edebilmek mümkün değildir.
Kliniğimizde ne yazık ki gün içerisinde dört mide kanseri cerrahisinin yapıldığı
günlerimiz de olmaktadır. Prevansiyonu mümkün nitelikte bir hastalık olan mide
kanseri sıklığını azaltamamış olmamız nedeni ile, çok sayıda mide cerrahisi yapıyor
olma durumu bir övünç vesilesi olamaz. Halen erke evre kanser oranımız çok
düşük, tanı anında lokal ileri ve metastatik olgular çoğunluk oluşturmaktadır.
Tedavi edici hekimliğe atfettiğimiz kutsiyet ve cazibenin yerini ivedilikle
önleyici hekimlik uygulamaları almalıdır. Misalen, laparoskopik/robotik mide
cerrahisi uygulamalarını advertorial niteliklerde alenileştirme çabalarımızın az
birazını prevantif yükümlülüklerimize de yansıtıp; topluma ve ülkemize dönük
koruyucu hekimlik sorumluluğumuzu ifa etmemiz kaçınılmaz bir zaruret olarak
ortada durmaktadır. Farklı niteliklere sahip iki ülke Japonya ve İran neredeyse
eşit standartlarda mide kanseri tarama ve önleme stratejileri geliştirmişlerdir,
‘biz’ de yapabilmeliyiz, yapmalıyız…
Prof. Dr. Mehmet Çetin KOTAN
Ülkemizde mide kanseri cerrahisi konusunda yüksek deneyimi olan bir kliniğin
öğretim üyesi olarak beni en çok üzen durum erken mide kanseri tanı koyma
oranımızın diğer dünya ülkelerine göre çok düşük olmasıdır. Ülkemizde erken
evre mide kanseri tanı koyma oranı %10’un altındayken; Japonya’da bu oran
%70’in üstündedir.
Erken evrede tanının, 5 yıllık sağ kalıma etkisi göz önüne alındığında konunun
hekimler üstü bir tasarruf ile ulusal sağlık protokolü oluşturulmasının gerektiği
bir kez daha görülmektedir. Öyle ki; birinci evrede tedavi edilen mide
kanseri olgularının 5 yıllık sağ kalım oranı %70’tir. İkinci evrede bu oran %32-
45’lere, üçüncü evrede %9-20’lere ve maalesef dördüncü evrede ise %4’lere kadar
düşmektedir.
Ünlü Fransız Yazar George Sand›in ‘Bir memleket halkının sağlığı, hakikaten
bir devletin dayandığı bütün mutluluk ve gücün temelidir’ sözü, ülkemizin doğusunda
batısına ironik bir şekilde erkek ve kadınlarda ilk sıralarda üst sindirim
sistemi malignitelerinin görülmesi, bu kanserlerin meme, serviks ve kolorektal
kanser tarama programlarına ek olarak ülkemizde pilot bölge belirlenerek ulusal
sağlık taraması programına dahil edilmesi fikrini düşündürmektedir.
Doç. Dr. Ümit Haluk İLİKLERDEN
- Açıklama
Önceleri distal mide kanserli olgulara ‘pasaj sorunu’ ve distal mide kanserli
olgularda ameliyat öncesi kemoterapi yaklaşımını rasyonel kılacak yeterli literatür
verisi olmaması vs. nedenlerle önce cerrahi yaklaşımı da geçerliliğini yitirmiş
bulunmaktadır. Dahası artık ülkemiz ve özellikle bölgemizde distal kanserler çok
daha az görülmekte, ancak Dünya verileri ile uyumsuz bir şekilde mide kanseri
sıklığında yöresel/ bölgesel bir azalmadan söz edebilmek mümkün değildir.
Kliniğimizde ne yazık ki gün içerisinde dört mide kanseri cerrahisinin yapıldığı
günlerimiz de olmaktadır. Prevansiyonu mümkün nitelikte bir hastalık olan mide
kanseri sıklığını azaltamamış olmamız nedeni ile, çok sayıda mide cerrahisi yapıyor
olma durumu bir övünç vesilesi olamaz. Halen erke evre kanser oranımız çok
düşük, tanı anında lokal ileri ve metastatik olgular çoğunluk oluşturmaktadır.
Tedavi edici hekimliğe atfettiğimiz kutsiyet ve cazibenin yerini ivedilikle
önleyici hekimlik uygulamaları almalıdır. Misalen, laparoskopik/robotik mide
cerrahisi uygulamalarını advertorial niteliklerde alenileştirme çabalarımızın az
birazını prevantif yükümlülüklerimize de yansıtıp; topluma ve ülkemize dönük
koruyucu hekimlik sorumluluğumuzu ifa etmemiz kaçınılmaz bir zaruret olarak
ortada durmaktadır. Farklı niteliklere sahip iki ülke Japonya ve İran neredeyse
eşit standartlarda mide kanseri tarama ve önleme stratejileri geliştirmişlerdir,
‘biz’ de yapabilmeliyiz, yapmalıyız…
Prof. Dr. Mehmet Çetin KOTAN
Ülkemizde mide kanseri cerrahisi konusunda yüksek deneyimi olan bir kliniğin
öğretim üyesi olarak beni en çok üzen durum erken mide kanseri tanı koyma
oranımızın diğer dünya ülkelerine göre çok düşük olmasıdır. Ülkemizde erken
evre mide kanseri tanı koyma oranı %10’un altındayken; Japonya’da bu oran
%70’in üstündedir.
Erken evrede tanının, 5 yıllık sağ kalıma etkisi göz önüne alındığında konunun
hekimler üstü bir tasarruf ile ulusal sağlık protokolü oluşturulmasının gerektiği
bir kez daha görülmektedir. Öyle ki; birinci evrede tedavi edilen mide
kanseri olgularının 5 yıllık sağ kalım oranı %70’tir. İkinci evrede bu oran %32-
45’lere, üçüncü evrede %9-20’lere ve maalesef dördüncü evrede ise %4’lere kadar
düşmektedir.
Ünlü Fransız Yazar George Sand›in ‘Bir memleket halkının sağlığı, hakikaten
bir devletin dayandığı bütün mutluluk ve gücün temelidir’ sözü, ülkemizin doğusunda
batısına ironik bir şekilde erkek ve kadınlarda ilk sıralarda üst sindirim
sistemi malignitelerinin görülmesi, bu kanserlerin meme, serviks ve kolorektal
kanser tarama programlarına ek olarak ülkemizde pilot bölge belirlenerek ulusal
sağlık taraması programına dahil edilmesi fikrini düşündürmektedir.
Doç. Dr. Ümit Haluk İLİKLERDEN
Stok Kodu:9786258430691Boyut:16 x 24Sayfa Sayısı:413Basım Yeri:ADANABasım Tarihi:2022Kağıt Türü:Kuşe - Renkli
- Taksit Seçenekleri
- Axess KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim700,00700,002350,00700,003233,33700,00Ziraat BankkartTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim700,00700,002350,00700,003233,33700,00Maximum KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim700,00700,002350,00700,003233,33700,00Diğer KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim700,00700,002--3--
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.